geriye, ilk iletiye döneyim. deniz kıyısındaki taşın üstüne.
yüzümüzü rüzgara verip, iyot kokusunu içimize çeksek ve sussak, gözlerimizi kısıp denizi seyretsek...
bernard shaw'ın bir arkadaşı varmış. belirli aralıklarla bir pubda buluşur, içkilerini alır. bir masaya kurulur ve hiç konuşmadan bir iki saat geçirirlermiş. kalkma zamanı gelince de, birbirlerine bu sessiz arkadaşlıkları için teşekkür ederlermiş.
kalabalığın içinde yapayalnız olmak değil de, kimsenin sizi görmediği, ilgilenmediği bir başınalık yaşadınız mı? yaşam akıp giderken, siz, tanpınarvarî bir "ne içinde, ne dışında" tadında, bir-iki saat geçirdiniz mi?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder